Ana SayfaÇocukKronik hastalıklara iyi gelebilecek “dostlar”…

Kronik hastalıklara iyi gelebilecek “dostlar”…

-

Mart ayı başlarında Plos One dergisinde hayvanlar ve insan sağlığı ile ilgili yayımlanan bir çalışma birkaç yıl önce okuduğum başka makaleleri aklıma getirdi. İsterseniz öncelik geçtiğimiz hafta yayınlanan Dr. Carey ve arkadaşlarının Kanada Saskatchewan Üniversitesi acil servisinde yaptıkları çalışmadan kısaca bahsedeyim.

Dr. Carey ve arkadaşları, makalelerine hastaların acil servislere en çok ağrı yakınmasıyla başvurdukları bilgisiyle başlıyorlar. Ağrı gerçekten de kişinin ruhsal durumunu ve duyularını etkileyen oldukça tatsız bir yakınma. Kanada sağlık sisteminde tedavi için sıranızı beklerken – ki bu birkaç saati bulabilir – ağrı, ortamdaki parlak ışıklar ve gürültünün de katkısıyla ciddi bir gerilim ve olumsuzluğa neden olmaktadır. Dr. Carey ve arkadaşları hastaların acil serviste tedavi için beklerken özel eğitimli köpeklerle iletişimlerinin onların gerilimlerini azalttığını gözlemlemişler.

Buna benzer bir çok deneme 2012 yılından beri Kanada ve Amerika Birleşik Devletleri’nde yapılmakta. Çalışmalara göre hastaların kaygı ve gerilimlerinde %90’lara, ağrı algısında ise %60’lar ulaşan azalmalar gözlemlenmiş. Hastaların büyük çoğunluğu köpeklerin ziyaretinden sonra kendilerini daha iyi hissettiklerini belirtmişler.
Özetle Dr. Carey ve arkadaşlarının çalışması acil serviste eğitimli köpeklerin bulunmasının sadece hastaların stresini azaltmakla kalmadığını, sağlık çalışanlarını da rahatlattığını göstermektedir.

Bu çalışmayı okurken yıllar önce, evcil hayvan beslemenin çocukların bağışıklığını güçlendirdiği ve hatta özellikle İngiltere’de yapılan çalışmalarda alerjik bünyeli çocukların, evcil hayvan beslediklerinde alerjilerinin azaldığına dair yayınlar hatırıma geldi. Bu makaleleri yeniden araştırırken Dr. Zeng ve arkadaşlarının geçtiğimiz yıl yayınlanan bir araştırmaları ile karşılaştım. Dr. Zeng ve arkadaşları evlerimizdeki alerjenlerin hava kirliliği ile değişime uğradığından ve bunun da astım üzerine olumsuz etkisinden yola çıkarak, evcil hayvan beslemenin bu olumsuzluk üzerinde olumlu bir etkisi olup olamayacağını araştırmışlar. Yaklaşık 59 bin çocuk üzerinde yapılan bu kapsamlı çalışmada, yıllar içerisinde soluduğumuz havada artan kirlilik oranına ve buna bağlı artan astımlı çocuk sayısına karşın evlerinde evcil hayvan besleyenlerde bu oranın çok daha düşük olduğunu saptamışlar. Üstelik, evcil hayvanı olan astımlı çocuklarının astıma bağlı belirtilerinin, evcil hayvanı olmayan astımlı çocuklara kıyasla daha az arttığı da gözlemlenmiş.

Geçtiğimiz hafta bu çalışmaları yeniden gözden geçirirken aklıma bir çok fikir geldi. Evcil hayvanların, biz insalara aslında sanıldığından daha çok kazanımlar sunabileceğini bir kez daha gördüm. Dr. Carey’in acil servis çalışmasında elde ettiği sonuçlar kronik hastalığı olan insanlar için büyük bir fırsat olabilir. Bu bağlamda, uzun yıllardır üzerinde çalıştığım pulmoner hipertansiyonlu çocuk hastalarımı düşündüm. Süreğen ve fiziksel aktivitelerini kısıtlayan bu hastalık nedeniyle ne yazık ki çok da aktif bir yaşam süremiyorlar. Bu hem onlarda hem de ailelerinde ciddi kaygılara yol açabiliyor. Dr. Canbeyli ile birlikte gerçekleştirdiğimiz ve bu yıl yayınlanan çalışmamızda pulmoner hipertansiyonlu çocuk hastaların yaşam kalitelerindeki olumsuz değişimlerin ebeveynler üzerinde nasıl da olumsuz etkilere sahip olduğunu gösterdik. Bu nedenle evcil hayvan beslemek bu hastalarımıza ve ailelerine ciddi bir motivasyon kaynağı olabilir.


Sağlıkla ve mutlulukla kalınız….