Ana SayfaSeyahatÇocuklar ile iyi vakit geçirmek için erguvan ağaçlarını takip edin

Çocuklar ile iyi vakit geçirmek için erguvan ağaçlarını takip edin

-

Bazı şehirler vardır insanları, hikâyesi içinde hapseder. Aslında orada hapsolmak, içerisinde sizi sürükleyecek efsanelerin ve gizemlerin peşinde sürüklenmekten farksızdır. O şehirler, buram buram tarih, sanat, hatta yaşanmışlık kokar. İşte İstanbul da öyledir. Şehir sizi, nereden ve nasıl gelirseniz gelin yeter ki gelin diye çağırır. Hele ki bu yolculuğa nisan ayı veya en geç mayıs ayının ilk günlerinde çıkarsanız, baharın gelişini müjdeleyen morumsu pembe tondaki çiçekleri ile erguvan ağaçları karşılar sizi.  Erguvanlar, İstanbul’un lalelerden önceki simgesiydi. Çiçeklerini açtığı dönem Bizans’ın kuruluş gününü temsil ettiği için imparatorluğa da rengini vermişti.

Boğazın lacivert sularının üzerinde pembemsi rengiyle âdeta bir gerdanlık gibi parlayan erguvanlar daima insanların ilgi odağı olmuştur. Sadece, ömürleri birkaç haftadan fazla sürmeyen erguvan çiçeklerini görmek için bile şehri ziyaret eden, günlerce yol kat eden gezginler olmuştur. Bir hafta sonu ailece erguvanların izini takip ederek İstanbul’u gezebilirsiniz. Çocuklar ile iyi vakit geçirebileceğiniz bir gezinti olacaktır.

Çocuklar ile iyi vakit geçirmek için erguvan ağaçlarını takip edin

Bizans’tan Osmanlı’ya uzanan masal diyarı

İstanbul, binlerce yıl boyunca Byzantion, Konstantinopolis, Konstantiniyye, Asitane, Dersaadet gibi isimler ile anılmıştır. Tarihi üç yüz bin sene önceye kadar gider. Küçükçekmece Gölü civarında, Neolitik ve Kalkolitik insanların yaşadığını düşündüren bulgular elde edilmiştir. Kral Byzas’ın hüküm sürdüğü MÖ 667 yılında Byzantion kurulmuştur. 1453 yılında Osmanlı tarafından alınan şehir bu dönemde hızla büyümüştür. İstanbul bir süre sonra, Yahudilerin, Hıristiyanların ve Müslümanların uyum içinde yaşadığı, dünyanın en büyük şehirlerinden birisi hâline gelmiştir.

İstanbul’a şehir dışından uçak ile  gelenler, Florya’dan, tarihî yarımadaya doğru sahil yolundan giderseniz, sağınızda sizi Marmara denizi selamlar. Eğer sabahın erken saatlerinde buradan geçiyor ve biraz da şanslıysanız, yunusların şarkılarını, sürüler hâlinde sakin denize dalıp çıkarak yaptıkları danslara şahit olabilirsiniz. Hele bir de mevsim bahar ise erguvanlar, laleler açmış demektir. Surların önünden ilerlerken renkleri çarpar gözünüze. Sonra koskoca surlar alır aklınızı başınızdan. Sarayburnu’na vardığınızda ihtişamlı Ahır Kapı Feneri karşılar sizi. Şehrin, uyumayan bekçisi gibi dikilir karşınıza.  Neler görmüş, nelere tanıklık etmiştir yıllar boyunca. Bir gözü denizde bir gözü karada. Her altı saniyede bir göz kırpar dümen sallayan kaptanlara. 16 deniz mili öteden görür kaptanlar onu. Kimi için yuva kimi için paradır fenerin göz kırpışı. Yüzyıllardır gemiler dünyanın dört bir yanından kâh yolcu, kâh yük taşımıştır buraya. 1755 yılından bu yana Ahır Kapı Feneri ışık olmuş, yol göstermiştir onlara.

Türkiye’nin ikinci yüksek feneri olan Ahır Kapı Feneri’nin bir diğer özelliği ise “Lik” ailesi kadınlarının yıllarca burada fenercilik yapmış olmasıdır. Bugünkü hâlini ise 1857 yılında almıştır. Yerden 36 metre yüksekliğinde olan feneri selamladıktan sonra Topkapı Sarayı görünür sol tarafta. Mağrurdur. Yüzyılların yaşanmışlıkları sinmiştir duvarlarına.

Topkapı Sarayı’nın tacıdır erguvanlar

Sarayın has bahçelerinden biri olan Gülhane Parkı, Marmara denizinden gelerek boğazda birleşen mavi suların iyot kokusunu, bahçesindeki çiçeklerin boynuna dolar. Temiz havası, şehrin içinde insana sunduğu sakin ortamı ve ağaçlarına yuva yapan kuşların cıvıltıları ile bir sığınaktır âdeta. Boğaz manzaralı çay bahçelerinin bulunduğu alanda bir İstanbul klasiği olan çay ve simit yemek âdettir burada. Etrafı rengârenk bir tablo gibi kaplayan erguvan dallarının görüntüsü insanın gözlerine takılır kalır. Her yıl nisan ayında açan bu güzel çiçekler, İstanbul’u, bir Ayvazovski tablosu ya da Ara Güler fotoğrafı gibi anlatır.  Ermeni asıllı Rus ressam Ayvazovski, tablolarında, 1800’lerin ikinci yarısındaki İstanbul’u yansıtır.

Ara Güler ise Ayvazovski’den yaklaşık 100 yıl sonra, şehrin her semtini, her hâlini fotoğraflara kaydetmiştir. Ayvazovski, padişahın daveti ile İstanbul’a 4 kez gelmiş ve Dolmabahçe Sarayı için sipariş edilen resimleri yapmıştır.

Çocuklar ile iyi vakit geçirmek için erguvan ağaçlarını takip edin

Erguvanları en güzel görebileceğiniz yer Rumeli Hisarı

İstanbul’da bahar ayında, hava da elverişli ise muhakkak boğaz turu yapan bir vapura binmeli ve boğazı baştan sona gezmelisiniz. Boğaz turunun Eminönü, Üsküdar, Ortaköy iskelelerine uğrayan kısa tur ve Eminönü, Üsküdar, Beşiktaş, Kanlıca, Sarıyer, Rumeli Kavağı, Anadolu Kavağı’na uğrayan vapur ile uzun tur olmak üzere farklı iki seçeneği vardır.  Eğer erguvanları görmek istiyorsanız uzun turu tercih etmeniz gerekiyor. Ayrıca Anadolu Kavağı’nda mola veren vapurdan indikten sonra burada balık ekmek, midye tava yemek, iyot kokusunu ciğerlerinize çekmek ve karşı yakada surlardan aşağıya doğru pembe mor bir örtü gibi serilmiş erguvanları seyretmek isteyebilirsiniz.  Kanlıca’ya kadar gitmişken de pudra şekerli yoğurt yemeyi sakın unutmayın.

Eğer karadan bir boğaz turu yapmak ve erguvanları, laleleri daha yakından görmek isterseniz ilk uğramanız gereken yer Emirgân Korusu olmalıdır.  Her ne kadar laleleriyle ünlü olsa da Emirgân Korusu içinde oldukça fazla erguvan ağacı yer alır. Tepede yer alan park, boğazı seyretmek isteyenlere de güzel bir manzara sunar. Parkın içinde, isimlerini renklerinden alan tarihî köşklerde çayınızı, kahvenizi yudumlayabilir, yemek yiyebilirsiniz.

Emirgân’dan sonraki durağımız ise Rumeli Hisarı. İstanbul Avrupa kıyısında Bebek ve Emirgan arasında yer alan Rumeli Hisarı, yaklaşık 30 dönümlük oldukça geniş bir alandır. Hisar, Fatih Sultan Mehmet tarafından Anadolu Hisarı’nın tam karşısına inşa edilmiştir. Anadolu ve Rumeli Hisarları arası aynı zamanda boğazın en dar yeridir.

Sadece erguvanları izlemek değil ünlü isimleri de görmek ve İstanbul’un gözde mekânlarında bir şeyler yemek isterseniz, hazır buraya kadar gelmişken Bebek semtine uğramanızda fayda var. Bebek’teki meşhur parkta oturabilir veya yolun arka tarafında kalan pek çok ünlü restoranda yemek yiyebilirsiniz.  Park ile bitişik olan Bebek Camii’nin duvarlarına yaslanmış, her bahar daha da çiçeklenip yeşeren erguvan ağacına da yakından bakabilirsiniz.

Çocuklar ile iyi vakit geçirmek için erguvan ağaçlarını takip edin

Bunların haricinde erguvanlar ile baş başa kalabileceğiniz birkaç yer daha var. Üsküdar, Fethi Paşa Korusu, Bağlarbaşı Abdülmecid Efendi Korusu, Kuruçeşme Cemalettin Efendi Korusu, Vaniköy Papaz Korusu, Fenerbahçe Parkı gezebileceğiniz diğer yerler. Özellikle, İstanbul’da Anadolu yakasında konaklayan misafirler için Fenerbahçe Parkı gezisi ardından, Kalamış Marina’ya yapılacak bir yürüyüş, şehrin ruhunu keşfetmenize de olanak sağlar. Avrupa yakasına nazaran daha sakin olan Asya yakası, nezih ve huzurlu bir gezinti için idealdir.

Yuşa Tepesi ve erguvanlar

Anadolu Kavağı ve Beykoz tarafına gidecek olursanız, mutlaka uğramanız gereken yerlerden bir tanesi de Yuşa Tepesi’dir. Muhteşem boğaz manzarasına sahip olan Yuşa Tepesi, tarihin ilk dönemlerinden bu yana pek çok farklı dine mensup toplumlar tarafından kutsal alan olarak görülmüş ve buraya tapınaklar inşa edilmiştir. Tepede, dünyaya Müslümanlığı yaymak için geldiği rivayet olunan Hz. Yuşa’nın türbesi yer alır.  Türbenin çevresinde dolaşıp hem dua edebilir hem de sonrasında boğazı saran erguvan ağaçlarını seyredebilirsiniz.  Denizden   yaklaşık 200 metre yükseklikte bulunan bu alandan, Boğaziçi’nden geçen gemileri, karşısında duran yamaçları kaplayan erguvan ağaçlarını seyredebilirsiniz.

Erguvan ağaçlarını takip edin

Rengiyle, zarafetiyle, tarihiyle yüzyıllardır insanoğlunu etkilemiş, Osmanlı döneminde lale bahçelerinin kurulmasından sonra bir miktar lalenin gölgesinde kalarak göz ardı edilmiş olsa da erguvanlar İstanbul’un simgesi olmaya devam edecektir. Ahmet Hamdi Tanpınar’ın söylediği gibi, “Gülden sonra bayramı yapılacak çiçek varsa o da erguvandır”. Nisan ayında açarlar ve çiçeklerinin ömrü bir iki hafta ile sınırlıdır. Bu nadide ağacı boğazı süslerken görmek ve çocuklar ile iyi vakit geçirmek için erguvan ağaçlarını takip edin

Unutmayın! İstanbul’da sadece erguvanlar değil, muhteşem bir tarih, kültür, sanat, alışveriş imkânları da sizleri bekliyor.