Yeni bir araştırma, kız ve erkek çocukların matematik becerileri arasında cinsiyet farkı olmadığını gösteriyor. Bilimsel Nature Science and Learning’de yayımlanan 3 ila 10 yaş arasındaki 104 çocuğun matematik işlemi yaparken çekilen MR görüntülerinin kullanıldığı araştırmada, çocuklarda benzer beyin aktivitesi saptandı. Araştırma sonucuna göre, matematik işlemleri yapmakta kız ve erkeklerin beyni eşit bulundu.
Carnegie Mellon Üniversitesi’nden araştırmayı yapan bilim insanları, “Bazı bilim insanları ve toplumlar, matematik yeteneklerindeki biyolojik farklılıklar nedeniyle kadınların ve erkeklerin fen bilimleri, teknoloji, mühendislik ve matematik alanında farklılık gösterdiğini varsaymışlardır. Ancak, bu iddiaları destekleyen çok az kanıt vardır. Olan çalışmalarda ise biyolojik farklılıkların sosyo-kültürel etkilerden ayrılması neredeyse imkansızdır. Oysa son yıllarda yapılan araştırmalar erkek ve kız çocuklarının matematikteki performanslarındaki farklılıkların sadece kabiliyetten daha karmaşık nedenlere bağlı olabileceğini göstermektedir.” diyor.
Buradan yola çıkarak, matematik ve cinsiyet biyolojisini araştırmaya karar veren araştırma ekibi, çocuklarda matematiğin sinirsel süreçlerinde cinsiyete göre fark gösterip göstermediğini test ediyor. Bunu için, 3-10 yaş arası çocuklara matematik eğitimi videoları izlettiren araştırmacılar, nöral gelişimini fonksiyonel manyetik rezonans (fMR) görüntüleme ile ölçtüler. Toplumsal cinsiyet benzerliklerini ve sinirsel süreçlerdeki farklılıkları da analiz edildiği araştırmanın sonucunda, kız ve erkeklerin beyni matematik işlemi yaparken aynı sinir sistemini kullandığı buldu. Bu, aynı zamanda öğrenme sırasında gerçekleşen olayların cinsiyet gözetmediğini gösteren bir durum.
Matematikte kız ve erkeklerin beyni eşit ama sektörde erkekler egemen!
Araştırmacılar, erkek ve kızların beyinlerinin bilgiyi aynı şekilde işlediğini ancak beyinin tam olarak nasıl çalıştığının hâlen tam olarak bilinmediğini belirtiyorlar. Matematik ve bilgisayar bilimi gibi alanlarda erkeklerin egemen olmasını ise kız çocukların aldığı toplumsal mesajlarla, yetiştirme, kültür gibi başka sosyolojik, psikolojik durumlarla alakalı olabileceğini düşünüyorlar. Kesin sebeplerin açıklanabilmesi için ise daha fazla araştırmaya gerek olduğu belirtiliyorlar.