Öncelikle evde kitap okunduğunu gören çocuk sayısı çok az. Çocuklar örnek alacak büyükler bulamıyorlar. Bir diğer neden ise kitap dışı uyaranların çokluğu ve kitap okumaya göre daha kolay, rahat ve eğlenceli olması. Televizyon seyretmeyi tercih ediyorlar. Zaten aileleri de onu izliyor. Özellikle diziler cazip geliyor. Tanıdıkları, sevdikleri oyuncular, arkadaşları ile paylaşacakları bir eğlence. Kitap okusalar bile onu konuşacak kaç yaşıt bulabilirler kendilerine…
Oysa kitap okumak insan büyürken ufuklar açan bir dünyadır. Yazarları bilmek, onların hayallerinin içine girebilmek bir maceradır bilene. Bir ülkenin edebiyatının gelişimini öğrenmek, o ülkenin tarihini, kültürünü, belki de en önemlisi nereden gelip nereye gittiğinin öyküsünü öğrenebilmeyi sağlar. Klasikleri okumak bu nedenle önemlidir. Geçmişe bakmadan, geleceği yaratmak olanaklı değil çünkü. Kitap okuyan gençlere sorduğumda, klasikleri bilenler hızla azalıyor. Bu sadece bizim ülkemizde değil. Tüm dünyada böyle. Bazı ülkeler bu sorunun çözümünü çocukların yeni gözdesi TV, film vb araçları kullanarak, onları klasilklerle tanıştırmakta buldular.
Çocuklara kitap okuma alışkanlığı nasıl kazandırılabilir?
Ona masallar okuyarak başlayan bebeklik ilk adım olabilir. Okul öncesi çocuklar için renkli, resimli ve çekici kitaplar vardır. Bu kitapları çocuklarla buluşturmak, sadece okuyarak olmaz. Çocukların bu kitapları ellemesi, sayfalarını açması benimsemesi için il
k adımdır. Resimler onların hayal gücünü arttırır.
Okunacak kitapları seçerken de saldırganlık gibi olumsuzluklardan, çocuğu korkutacak ve kötü yönlendirecek içerikte olanlardan kaçınmak gerekir. Her defasında sadece yazılanları okumak tekdüze olabilir. Çocukla birlikte resimlere bakarak öyküler yaratmak ona ilginç gelecek ve gelişimine katkıda bulunacaktır. İlköğretim yaşında daha serüven kitapları ilgi çekicidir. Bu çekiciliği arttırmanın yollarından biri, aynı kitabı çocukla birlikte okuyup, tartışabilmektir. “Boş duracağına, git kitap oku” demek doğru bir yöntem olmayacağı gibi, çocuğu kitaptan da uzaklaştırabilir. 12 yaşından sonra çocukları dünya ve Türk klasikleri ile tanıştırma zamanı gelmiş demektir. Eğer o döneme kadar kitapla tanışıklık doğru yapılmışsa, çocuklar büyüklerle tartışabilecekleri, okudukları hakkında düşüncelerini dile getirebilecekleri ortamı bulurlarsa artık istemeseniz de okuyacaktır. Ders olarak verilen ve sadece özeti istenen “kitap okuma” ödevleri yerine, kitapların tartışıldığı saatler okulun katkısını sağlar.
İyi bir çocuk kitabı nasıl olmalıdır?
- Çocuğun gelişim dönemine uygun dil ve içeriği olmalıdır.
- Çocuğu korkutan, yönlendiren, sindiren, bir düşünceyi benimsetmeye çalışan içeriği olmamalıdır.
- Çocuğun kendini geliştirmesine katkıda bulunmalıdır.
- Çocuğun kendisiyle birlikte, yaşadığı toplumun değer yargılarını, özelliklerini öğrenmesine olanak sağlamalıdır.
- Çocuklara öğüt verme kaygısı taşıyarak, her cümlede ya da sonuçta nasihat verici, çocuğu sınırlayıcı olmamalıdır.
- Gerçeklere dayanan, bilimsel amaçlardan sapmayan, bunları yaparken de çocuğun ilgisini çekecek şekilde kurgulanmış olmalıdır.
Demek ki kitap iyi arkadaştır, kitap okumak çok iyi bir şeydir, kitap okumalısın demek okuyan çocuklar yaratmak için yeterli değil. En az TV, bilgisayar ya da diğerleri kadar cazip, çekici ve eğlendirici kitaplar yaratmak, onları doğru seçmek ve uygun zamanlarda çocuklara sunmak gerekir. Bir de elinde zevkle, doğru seçilmiş kitaplar okuyan ve okuduklarını anlatıp, tartışabilen bir anne baba tabiki.