Ana SayfaHaberDSÖ, koronavirüsten sonraki yeni salgın tehdidini açıkladı

DSÖ, koronavirüsten sonraki yeni salgın tehdidini açıkladı

-

Tüm dünyada ölümlere neden olan covid-19 salgınına neden olan koronavirüs, 2019 yılının son günlerinde hayatımıza girmiş, Mart 2020’de ise ülkemizde ilk vaka görülmüştü. O zamandan beri sürekli yeni bir varyant geliştiren koronavirüsün son varyantı Omicron, hafif semptomlara sahip olsa da hızla bulaşabiliyor. Dünyada ise birçok ülkede salgın yasakları gevşetildi ve normal hayata dönüş başladı. Dünya Sağlık Örgütü, covid-19 pandemisi boyunca çeşitli araştırmalarda bulunmuş, virüsün yayılma şekli ve hızıyla ilgili sık sık bizleri uyarmıştı. DSÖ’den bir yeni uyarı daha geldi.

Dünya Sağlık Örgütü, koronavirüs pandemisinin son varyantı olan Omicron’un öldürücü olmadığını ancak son derece bulaşıcı olduğunu açıklamıştı. Yani açıklamasında ise Omicron’un bu özelliğinin değişme ihtimalinin olduğunu ve örgütün ‘en kötü senaryo’ şeklinde açıkladığı yeni bir varyantın ortaya çıkmasının mümkün olabileceği belirtildi. Eğer bu durum gerçekleşirse, tüm dünyadaki normalleşme adımları ters tepecek ve covid-19 pandemisinin ilk günlerine dönülecek.

DSÖ’nün raporunda 3 farklı covid-19 senaryosuna yer verildi. Her ne kadar onlarca teori internette gezinse de, koronavirüs pandemisinin yarasalardan çıktığına inanılıyor. DSÖ’nün senaryolarında koronavirüs, farklı hayvanlardan insanlara bulaşma gösterebiliyor.
Koronavirüsün sivrisinekler ve keneler gibi eklem bacaklılardan bulaşma riskinin arttığını ifade eden DSÖ’ne göre en kötü senaryolarda aşıların etkisiz kalması var. Ancak DSÖ açıklamasının bunun düşük bir ihtimal olduğunu belirterek yine de göz önünde bulundurulması gerektiğini ifade ediyor.

Dünya sağlık örgütünün iyi senaryosunda ise yeni varyantların çıkabileceği ancak hafif semptomlarla bulaşacağı var. Covid-19 pandemisinden sonra yaşanma olasılığı olan pandeminin böceklerden bulaşacağına inanılıyor. DSÖ, böcek kaynaklı olan zika ve dang humması gibi hastalıkların ortaya çıktığı bölgelerde 4 milyar insanın yaşadığını ifade etti.
Koronavirüs salgınının tüm dünyadaki dengeleri değiştirdiğine şahit olduğumuz şu günlerde yeni bir pandeminin oluşmasını önlemek için ülkelere çok fazla sorumluluk düşüyor.

Yeni salgına nasıl hazırlıklı olabiliriz?

30 Mart’ta gerçekleşen Dünya Hükümet Zirvesi’nde konuşan Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus, covid-19’un son salgın olmayacağını yineleyerek tüm dünyayı ‘iyi hazırlanmak’ için birlikte çalışmaya çağırmıştı.
Gelecekteki pandemileri önlemek için teknolojiyi kullanmanın önemini anlatan Ghebreyesus, gelişmiş sağlık teknolojilerinin esnek ve ileriye dönük tehditlere karşı koyabilecek durumda olmamasının sakıncalı olduğunu ifade etti.

İleriye dönük sağlık teknolojilerinde ilk düşünülmesi gerekenin aşı üretimi ve dağıtımını sağlamak olduğunu ifade eden Genel Direktör, üç tavsiyede bulundu. “Özellikle düşük ve orta gelirli ülkelerde yerel aşı üretimini güçlendirmek esastır” diyen Ghebreyesus,“Birçok ülkede aşılar, pandeminin gidişatını değiştirmeye, hayat kurtarmaya ve sağlık sistemini korumaya yardımcı oldu. Ancak Afrika nüfusunun yüzde 80’inden fazlası henüz tek doz aşı alamadı. Eşitliğin piyasa güçlerine veya bağışçıların iyi niyetine bırakılamayacağı aşikar hale geldi. Yerel aşı ve diğer sağlık ürünlerinin üretimini genişletmek DSÖ için yüksek bir önceliktir” açıklamasını yaptı.

Genel Direktörün ikinci tavsiyesi ise sağlık sistemlerinin ileri teknoloji ile güçlendirilmesi oldu. “Dayanıklı bir sağlık sistemi, gelişmiş bir tıbbi bakım sistemi ile aynı şey değildir” diyen Genel Direktör Ghebreyesus “Sağlık sistemleri, üreme, anne ve yenidoğan sağlık hizmetleri ile bulaşıcı olmayan hastalıkların rutin aşıları ve bakımı dahil olmak üzere kötü bir şekilde bozuldu. Uzun süredir pek çok ülkede halk sağlığına çok az yatırım yapıldı. Sonuç olarak sistemleri bozuldu. Salgınların mümkün olan en erken aşamada tespit etmek ve hastalıkları önlemek temel sağlık hizmetidir’ dedi.

Ghebreyesus’un son tavsiyesi ise karşılıklı işbirliği yapılması. Genel Direktör, ‘Dünyanın salgın önleme, salgına hazırlanma ve müdahale için küresel bir mimariye ihtiyacı var. Küresel bir kriz karşısında hiçbir ülke, kuruluş veya kurum tek başına bunu yapamaz. Salgın, bir kez daha çok taraflılığın değerini gösterdi. İşbirliğine ihtiyacımız var’ dedi.