Araştırmalar, yeşil alanların ruh sağlığımız üzerinde olumlu etkisi olabileceğini gösteriyor. Doğada vakit geçiren çocuklar daha az psikiyatrik problem yaşayabiliyor.
Bazı çalışmalar, yalnızca doğa manzaralarına bakarak bile anlık bakış açımızı iyileştirebileceğimizi ve stresi azaltabileceğimizi gösteriyor. Yani dışarı çıkamıyorsak bile sadece manzara fotoğraflarına bakmak ya da pencereden dışarıdaki manzaraya bakmak bile etki edebiliyor. Tabii pencereniz kent manzaralı değilse.
Bu faydaları sadece doğa fotoğraflarına bakarak elde ediyorsak, dışarıda vakit geçirdiğimizde kim bilir neler olur.
Örneğin, doğada 10 ila 30 dakikalık geçirilen sessiz bir zaman, günün geri kalanını etkileyebilir ve stres hormonu kortizol seviyenizi düşürebilir. İnsan yapımı ortamlarda geçirilen zamanla karşılaştırıldığında, doğada geçirilen zaman, kan basıncında ve kalp atış hızındaki olumlu değişikliklerle bağlantılıdır.
Yeşil egzersiz zihinsel işleyiş için de iyidir. Yeşil alanlarda oynayan ve yürüyen çocuklar, odaklanma yeteneklerinde ani ve kısa vadeli gelişmeler göstermiştir.
Bir başka araştırma doğada yürüyüş yapan üzgün veya olumsuz duygular yaşayan kişilerin beyinlerinin, olumsuz duygularla baş eden subgenual prefrontal korteks bölgesinde aktivite azalması yaşadığını göstermiştir. Şehirde yürüyüşe çıkan insanların beyin aktivitelerinde böyle bir değişiklik görülmemiştir. Bu nedenle, yeşil alanların refahımızı iyileştirebileceğini gösteren birçok deneysel kanıt vardır.
Sosyal adaletsizlik durumu etkileyebilir
Peki doğa daha iyi zihinsel sağlık sonuçlarıyla bağlantılıysa, bunun nedeni yalnızca yeşil alanların yakınında yaşayan insanların daha zengin kişiler olma olasılığı olabilir mi?
Zenginlik, insanları zihinsel sağlığı kötüleştiren her türlü koşuldan koruyabilir ve Kuzey Amerika’daki şehirler üzerine yapılan bir araştırma, varlıklı şehir sakinlerinin doğaya daha fazla erişimi olduğunu doğrulamaktadır.
Bu nedenle araştırmacılar yeşil alan ve ruh sağlığı sonuçları arasındaki ilişkileri değerlendirirken, sosyoekonomik faktörlerin bağımsız etkisi için istatistiksel ayarlamalar yaparlar. Sonuçta yeşil alanların gerçekten kalıcı bir etkiye sahip olduğuna dair kanıtlar bulunur. İşte oldukça çarpıcı bir örnek, Danimarka’da büyüyen yaklaşık bir milyon çocuk üzerinde yapılan bir araştırma çocukların, bol yeşil alanla büyüdüklerinde daha az psikiyatrik sorunla karşılaşılaşabileceğini göstermiştir. Danimarka’da büyüyen yaklaşık 940 bin kişinin ruh sağlığı sonuçlarının takip edildiği araştırmada en yüksek bitki örtüsü yoğunluğu ile yaşayan yüzde on ile en düşük bitki örtüsü yoğunluğu ile yaşayan yüzde on arasında farklılıklar vardı. Doğadan yoksun çocukların bir dizi psikiyatrik bozukluk geliştirme olasılığı daha yüksekti.
İşin içine sosyoekonomik istatistikler girince araştırmacılar, anoreksiya ve bipolar bozukluğun yeşil alan yoksunluğu ile ilişkili olmadığını buldular. Ancak diğer bozukluklar için risk tahminleri fazla değişmedi ve doğanın olumlu etkisi devam etti.
Büyük ölçekli araştırmalar, yeşil alanların yakınında yaşamanın depresyon riskinizi azaltabileceğini gösteriyor. İkizler üzerinde yapılan bir başka çalışma, ikizlerden biri daha yeşil bir ortamda yaşıyorsa, depresyondan muzdarip olma olasılığını daha düşük buldu. Ve bu, DNA’larının neredeyse %100’ünü paylaşan tek yumurta ikizleri için bile geçerliydi.
Çalışmaları, yeşil alanların stresle ilgili bozukluklar, madde bağımlılığı ve depresyon dahil olmak üzere belirli psikiyatrik sorunlara karşı koruyucu bir etkiye sahip olduğuna dair kanıtlar sunmaktadır.
Bu örnek araştırmalar oldukça fazladır ve çoğu yeşil alanların faydasını göstermektedir. Bu sebeple fırsat buldukça doğada vakit geçirmeye zaman ayırmak en azından yarım saat dahi olsa doğada sessiz zaman geçirmek ruh sağlığınızı olumlu yönde etkileyebilir.
Bireysel farklılıklar göz ardı edilmemeli
Bazı popülasyonlar aynı doğal özelliklere farklı tepkiler verebilir. Örneğin, 55 binden fazla Amerikalı çocuk üzerinde yapılan bir araştırma, otizm spektrum bozukluğu olan çocukların, çok sayıda ağaç bulunan yeşil alanların yakınında yaşamaları durumunda kaygı geliştirme olasılıklarının daha yüksek olduğunu buldu. Normal gelişim gösteren çocuklar için böyle bir bağlantı yoktu.
Kaynakça: Golding SE, Gatersleben B, Cropley M. 2018. An Experimental Exploration of the Effects of Exposure to Images of Nature on Rumination. Int J Environ Res Public Health. 15(2)
Park et al 2010; Berto 2014; van den Berg et al 2015; Hunter et al 2019
Tsunetsugu Y, Park BJ, Miyazaki Y. 2010. Trends in research related to “Shinrin-yoku” (taking in the forest atmosphere or forest bathing) in Japan. Environ Health Prev Med. 15(1):27-37
Larson LR, Barger B, Ogletree S, Torquati J, Rosenberg S, Gaither CJ, Bartz JM, Gardner A, Moody E, Schutte A. 2018. Gri alan ve yeşil alan yakınlığı, otizmli gençlerde daha yüksek kaygı ile ilişkilidir. Sağlık Yeri. 53:94-102.