Ana SayfaPsikolojiÇocuk PsikolojisiÇocuk eğitiminde ödül ve ceza sistemi nasıl uygulanır?

Çocuk eğitiminde ödül ve ceza sistemi nasıl uygulanır?

-

Çocukların eğitiminde ödül ve ceza kullanılması konusunda ebeveynler çoğu zaman kararsızlık yaşar. Oysa dengeli bir biçimde, doğru, çocuğun yaşına ve yaptığı davranışa uygun kullanılan ödül ve ceza sistemi, çocuğunuzun eğitiminde size yardımcı olacaktır. Ebeveynlerin bir bölümü sadece cezayı kullanır. Bir diğer bölümü de hiç ceza vermemekle övünür. Ancak çoğu zaman çocuğa verilen cezalar çocuğu düşündürmeyen dolayısıyla etkilemeyen cezalar olmaktadır. Ebeveyn de cezanın işe yaramadığını düşünür. Öte yandan verilen ağır, fiziksel cezalar ise, çocuğu eğitmek yerine öfkelendirmektedir. Benzer şekilde ödül sistemi de gerektiğinde, uygun miktarda kullanılmayınca, amacını yitirerek çocuk adeta hak haline gelmektedir.

Eğitimde ödül ve ceza ne anlama gelir?

Çocuk yürümeye başladığında evin içinde bir güç gösterisi başlar. İstediğini almaya ve ellemeye çalışan çocukla, ona engel olamaya çalışan ebeveyn arasındaki bu çatışma doğru davranılmadığında, sorun haline dönüşür. Evdeki eşyalar çocuğun ulaşamayacağı yerlere kaldırılmaya başlanır, eline aldığında kızılır, bağırılır ama bazen de yine aynı eşya ile oynamasına izin verilir. Dolayısıyla çocuk ebeveynin ne yapmaya çalıştığını anlamakta zorlanır. Bu noktadan itibaren çocuk “Yapmaması gerektiğini” değil, büyükleri yapmak istediği işlem için nasıl ikna edeceğini düşünmeye başlar. Oysa istikrarlı, kararlı, devamlı ve doğru söylenen “hayır” çocuk için anlamlı olacaktır. Bir süre sonra ne yapması ve yapmaması gerektiğini öğrenen çocuk, yaptığı ve yapmadığı için ödeyeceği bedeli, kazanacağı değeri de öğrenmiş olmalıdır.

Cezalar, çocuğun canını fiziksel olarak yakmayacak, çocuğun yaşına uygun ve bir çeşit bedel ödeme olarak kabul edilebilecek şeylerdir. Çocuğun bir kez daha aynı şeyi yaptığında aynı yaptırımla karşılaşacağı durumlardır. Cezalar mutlaka çocuğun yaşına ve gelişim dönemine uygun olmalıdır. Ayrıca çocuk o cezayı daha önce öğrendiğinden, yapmaması gereken bir durum için aldığını bilmelidir. Duruma uygun, haklı bir ceza çocuğu üzmez. Ama cezalar tehdit halinde kalırsa, çocuk anne-babasının ağzından çıkanların yapılmadığını, herhangi bir şekilde onları vazgeçirebildiğini öğrenirse cezanın da bir anlamı kalmaz. Burada kullanılan ceza çocukla, aile arasında bir oyuna dönüşür ve genellikle bu oyunun kazananı çocuk olur.

Ödül ise genellikle yanlış kullanılan bir kavramdır. Ödül, zaten yapması gereken bir şeyi, iyi yaptığı için, çocuğa verilen şeydir. Oysa genellikle, çocuğa zaten yapacağı bir iş için önceden önerilen şeydir ve adına ödülden çok rüşvet demek gerekir. Bunun önemli sakıncaları vardır. Öncelikle, sakıncası vardır; eğer çocuğa herhangi bir şeyi rüşvet olarak öderseniz bir dahaki sefere önerdiğiniz şey yetmeyecektir. Ayrıca çocuk, bu durumda ödev yapmanın kendi sorumluluğu olmadığını düşünecektir. Ödevini annesini ya da babasını kazanmak, herhangi bir menfaat elde etmek için yaptığını düşünecektir. Bundan sonra da bu çocuğa ödev yaptırmak çok zor hale gelecektir.

Ödül ve ceza ne zaman uygulanmalı?

Bir çocuğu hep ödüllendirmek yahut sadece cezalandırmak birçok sorun yaratabilir. Ödül ve ceza mutlaka yerinde, zamanında, gerekli durumlarda ve gerektiği dozda kullanılmalıdır. Ayrıca verilen ödül veya cezanın çocuğun yaşına ve durumuna uygun olması da çok önemlidir. Öncelikle şunu unutmamak gerekir. Dövmek hiçbir şekilde bir cezalandırma yöntemi değildir. Aslında şiddet çaresizliğin dışa vurumudur. Çaresiz kalan, çocuğu doğru yolla eğitemeyen ailenin çaresizliğidir. Sonuç olarak da, ruh sağlığı yerinde olan erişkinler, şiddet uyguladıktan sonra kendileri daha çok üzülür ve çaresizlikleri artar. Ama çocuk öğrenmesi gereken doğruyu öğrenmemiş olur. Çocuğa fiziksel acı verilmemelidir. Bunun yerine çocuk, sorumluluğu olan bir şeyi yerine getirmediği zaman öncelikle onu uyarmak, sonra yaşına uygun olarak bedel ödetmek gerekir. Tüm bu cezaları verirken mutlaka suçla orantılı davranılmalıdır. Bu en etkili yöntemdir. Çok büyük bir kabahate çok küçük bir ceza verirseniz, bunun hiçbir anlamı olmaz.

Çocuğunuz gerekli uyarılar yapılmasına karşın aynı olumsuz davranışta ısrar ediyor ise açıklama ve uyarılarınızı, davranış ile de desteklemeniz gerekir. Örneğin; tüm hafta ders çalışma konusunda çaba harcamaz, derslerini yapmamakta ısrar eder ise hafta sonu yapılacak olan eğlenceli bir etkinliği iptal etmek uygun olur. Yahut, öfkeye kapılarak bir eşyayı kıran çocuğun, harçlığının bir bölümünün kesilerek kırılan eşyanın yenisinin alınması için ayrılması birer örnektir.

Çocuk, neyi yanlış yaptığını, neden yanlış yaptığını ve neden ceza gördüğünü bilmelidir.

Çocuğa ceza nasıl anlatılmalı?

Öncelikle mutlaka cezanın neden verildiği çocuğa açı ve net anlatılmalıdır. Çocuk neyi yanlış yaptığını, neden yanlış yaptığını ve neden ceza gördüğünü bilmelidir. Ayrıca uygulanan cezadan vazgeçmemek gerekir. Bu neden ile de ceza biranda düşünmeden verilmemeli verilecek olan ceza, çocuğun yaptığı kabahat iyi değerlendirildikten sonra verilmelidir. Ebeveynler çoğunlukla verdikleri cezadan kolayca geri dönüş yaparak vazgeçmeye meyillidirler. Oysa ceza, bir kere söylendiğinde mutlaka sonuna kadar uygulanmalıdır. Çocuk özür dileyebilir, ama bu cezayı ortadan kaldıran bir sonuç doğurmaz. Sadece bir kez daha yapmayacağına dair bir sözdür.

Ödül sistemi de aynı şekildedir. Çocuğa gereğinden fazla ödül vermek de sorun yaratacaktır. Çünkü böyle bir durumda bu defa da ödülün bir anlamı kalmaz. Ödüller de aynı cezalar gibi yerinde ve dengeli bir biçimde kullanılmalıdır. Ödülün doğru uygulanması, çocuğun yaptığı şeyin ölçüsünü anlamasını sağlayacaktır.

Ödül ve ceza uygulanırken yapılan yanlışlar neler?

Genel olarak ödül ve ceza sistemleri ailelerimizde ve hatta okullarda doğru uygulanmamaktadır. Aileler, ceza kullanımı konusunda ya korkak, ya da aşırı davranır ve çocuklarının kişiliklerinin oluşumunu olumsuz etkileyeceklerini düşünürler. Burada fark edilmeyen bir nokta var. Bedel ödemeyi bilmeyen sınırsız çocuklarla, evden kaçan, umursamaz ve öfkeli çocuklar yaratılmaktadır. Aileler, çocuklarını yetiştirmenin yanında onların sınırlarını da belirlemek zorundalar. Yoksa ruhsal açıdan sağlıksız ve toplumla uyumsuz nesiller oluşur. Aynı şekilde ödül de gerektiğinde ve doğru yerde kullanılmadığında sağlıksız sonuçlar doğurur.

Çocuğunuz ne yapmış olursa olsun onun bir birey olduğunu düşünmeden onu azarlamak, utandırarak bağırmak, vurmak yapılmaması gereken davranışlardır. Bu çocuğun olumsuz davranışının değişmesine değil, bu gibi durumlar ile karşılaştığında onun da şiddet kullanmasını öğrenmesine yol açar. Bağırarak konuştuğunuzda korkan çocuk sizin ne söylemek istediğinizi de anlamayacaktır.

Çocuk olumsuz davrandığında onu, babasına, öğretmenine, annesine şikayet etmek ile tehdit etmek de bir diğer hatalı yöntemdir. Bu sizin sorunu yönetmede yetersiz olduğunuz mesajını verir. Çocuğun davranışını o anlık değiştirse de uzun vadede davranış değişikliği yaratmayacaktır.

Bir başka yöntem de davranışını devam ettirir ise karşılığında bir şey yapacağınızı söylemektir. Unutulmamalıdır ki davranış ile desteklenmeyen sözel uyarılar etkinliğini kaybeder.

Bazı olumsuz davranışlarıda görmezden gelmek davranışın devam etmesini engeller. Küçük yaş grubu çocuklarda küfür etmek, 5 yaş ve üzeri çocuklarda bebeksi konuşmalar en sık görülen örneklerdir. Bu gibi durumlarda en iyi yaklaşım, bu davranışı ile ilgi çekmeye çalışan çocuğu görmezden gelerek istediği ilgiyi toplayamamasını sağlamaktır. Bu davranışını görmezden gelmeniz, o tekrar yaşına uygun doğru davrandığı zaman ona ilgi gösterip pekiştireçler kullanmak davranış değişikliğine yardımcı olur.

Olumlu davranışlar takdir edilmez ise kaybolabilir

Olumsuz davranışın ilgi, onay görmemesi durumunda ortadan kaybolması gibi Olumlu davranış da yeterli ilgi ve onay görmez ise ortadan kaybolabilir. Bu sebeple çocukların olum davranışlarını fark edip, ona olumlu tepkiler vermeniz pek çok disiplin yönteminden çok daha fazla işe yarayacaktır. Bu durumdan çocuğunuzun ruh sağlığı da olumlu etkilenir. Çocuğunuz da başkalarının olumlu davranışlarını görmeyi ve takdir etmeyi öğrenmiş olur