Ana SayfaPsikolojiÇocuk PsikolojisiÇocuklarda benlik ve öz güven duygusu nasıl gelişir?

Çocuklarda benlik ve öz güven duygusu nasıl gelişir?

-

Çocuklar için benlik kavramı çocuğun kendisiyle ilgili zihninde çizdiği görünümdür. Çocuğun benlik imajı aile içinde anne babası ve kardeşlerinin etkisiyle gelişmeye başlar; okul, arkadaşlar gibi sosyal çevrelere girdikçe gelişmeyi sürdürür. Anne babanın sevip istediği, destekleyip ilgi gösterdiği çocuklar, olumlu benlik saygısı geliştirebilirler.

Yüksek benlik saygısına sahip olan çocuk,  kendisini, gerçekçi hedefler koyabilen ve bunları gerçekleştirebilen yetenekli, başarılı bir birey olarak algılar. Başarılarını, kazandıklarını kendi emeği ve çabası olarak görür. Herhangi bir konuda başarısızlığa uğradığında daha iyisini yapmak için kendini motive eder. Hatalarını kabul eder ve başkalarını suçlamaktan kaçınır. Düşük benlik saygısına sahip olan çocuklar ise okulda ve günlük yaşamda kapasitelerinin altında başarılar hedefleme eğiliminde olurlar. Başarılarının çoğunu kendi kontrollerinin dışındaki diğer etkenlere dayandırırlar. Bu nedenle de kendilerine olan güvenleri azdır.

Öz güven, kişinin kendisiyle barışık olması, kendini olduğu gibi kabul etmesi; yani olumlu bir benlik algısı geliştirmesi anlamına gelmektedir. Öz güven sahibi çocuk hem sosyal ilişkilerinde, hem de akademik düzeyde kendini ifade edebilecek olgunluğa erişmiştir.

Öz güven eksikliği ve aşırı güven

Öz güven iki uçlu bir durumdur Öz güven eksikliği ve aşırı güven durumlarının her ikisi de bazı sorunlara neden olabilmektedir. Öz güven yetersiz olduğunda, çocukta, hakkını savunma, kapasitesini ortaya koyma, sosyal iletişimi sağlama konusunda sorunlar ortaya çıkabilir. Sosyal ortamlarda genelde sessiz, çekingen ve tedirgidir. Kendini ifade etmeye korkar, geri planda kalmaktan rahatsız olmaz. Görev ve sorumluluk almak istemez, arkadaşları içinde pasif ve edilgen bir konumdadır.

Öz güven aşırı olduğunda ise, çocuk her konuda ön planda olmak, sürekli ilgi çekmek ve övülmek ister. Kurallara karşı saygısız olabilir, otoriteyi önemsemez, hep kendi dediği olsun ister. Bu çocuklar hayatlarının belli dönemlerinde yaşadıkları ciddi sıkıntılardan dolayı stres ve sıkıntıya diğer çocuklara göre daha çabuk girerler.

Çocuklarda görülen öz güven eksikliğinin sebepleri aile tutumları ve çevresel koşullarla ilgili olarak ortaya çıkmaktadır.  Çocuklarda özgüven eksikliğinin nedenlerinden biri aşırı korumacı davranan ailelerdir. Çocuğun hiçbir zorlukla karşılaşmaması için her türlü işin anne baba tarafından yapıldığı bu tip ailelerde çocuğun kendi problemlerine çözüm bulabilmesi becerisi eksik kalmaktadır.

Çocuğun kendine güvenini azaltan bir diğer ebeveyn tutumu ise mükemmeliyetçi anne-babalardır. Sürekli eleştirilen, hiçbir yaptığı beğenilmeyen çocuk kendini değersiz, yeteneksiz, yetersiz hisseder ve sorumluluk almak istemez.

Çocuğun öz güvenini azaltan bir diğer hata ise, çocuğu başkalarıyla kıyaslamaktır.

Sürekli olarak başkalarıyla kıyaslanan çocuk kendini güvensiz ve yetersiz hisseder. Çocuğu yalnızca kendi kendisiyle yarışmaya odaklanmak gerekir.  Ailelerin tutum ve eğitim hataları sonucunda öz güvenden yoksun bırakılmış çocuklar sürekli kendilerini ailelerine kanıtlama ihtiyacı hissederler.

Olumlu bir benlik algısı ve öz güveni geliştirmek için neler yapılabilir?

  • Çocuğun kendine ve başkalarına güvenebilmesini sağlamak için verilen sözlerin yerine getirilmesine dikkat edilmelidir.
  • Çocuğun yaşına uygun beklentilere sahip olunmalıdır.
  • Çocuğu sürekli kontrol altında tutmamalı, bazen serbest bırakarak kendi karar vermesine olanak verilmelidir. Bu şekilde kendi kendine başardığı duygusunu yaşayabilir.
  • Sadece başardıkları için değil, çabası ve gösterdiği küçük gelişmeler için de cesaretlendirilmelidir.
  • Başarısız olduğunda olumsuz kişisel eleştirilerden kaçınarak, destekleyici bir yaklaşımda bulunulmalıdır.
  • Duygularını ifade etmesi, yaşadıklarını paylaşması konusunda çocuğa model olunmalıdır. Konuşmaya başladığında onu sonuna kadar dinlemek, çocuğun anlatma konusundaki isteğini ve kendini ifade becerisini arttıracaktır.
  • Çocuğun kendi sınırlarını belirlemesine yardımcı olunmalıdır.
  • Kendi kararlarını verebilmesi, seçim ve tercihlerini yapabilmesi için uygun ortam yaratılmalı; seçimlerinin sonuçlarına katlanması sağlanmalıdır.
  • Sorun çocuk adına çözülmemeli, çözüm bulmasına yardımcı olunmalı, alternatifler üzerine düşünmesi sağlanmalıdır.
  • Spor, sanat, sosyal, akademik aktiviteler ile başarı alanları arttırılabilir.
  • Çocuğun yetenek alanlarını keşfetmesine olanak vererek güçlü yanlarına güvenmesi sağlanabilir.

Uzman Klinik Psikolog Özge AR